İzleyicilerim

12.08.2012

KARABURUN: 1. GÜN

                                   TWİTTER: https://twitter.com/ecegrbz
Bildiğiniz üzere 1 buçuk haftayı aşkın blog da yoktum,netsizdim. En sonunda benim çeneme dayanamayıp eve gelip bilgisayarımı alan babama buradan çok teşekkür ediyorum :)

Karaburun denince ilk akla gelen sessizlik oluyor benim için.Kafa dinlemek için ideal mekan. sessiz, sakin, bol oksijenli, süper temiz denizli, yeşil bir tatil beldesi. Yolu baya virajlı en kötü yanı da bu. bunun yanında oldukça küçük bir yer. Bir de banka problemi var, çünkü ilçede bulunan tek banka ziraat bankası. gece hayatı falan arayan kişiler için pek uygun değil. zira akşamları yapılacak en uygun şey dalgakıranda içmek. İnsanları, doğası için gidilebilecek en ideal belde.
Gece geç yattığım için sabah da yolculuğa çıkacağımdan erken kalktım. Kahvaltı bile yapmadım.Sadece çay ve minik bir atıştırmalık yedim. Daha sonrada yolcu yolunda gerek diyerek evden çıktım.

Hemen evimizin önündeki tatil beldelerine giden servislerden yer ayırttım ve servis yarım saat içerisnde kalkacağını söylediler.
 Araç sanırım 15 kişilik bir servisti. Bildiğiniz servislerin aynısıydı ve bu benim ikinci servisle bir yere gidişim. Çünkü genelde arabayla gidiyorum/gidiyoruz.
Servisin koltuk ücreti 13 TL çerez fiyatına olan bu ücreti beni gerçekten şaşırttı.Arabanın içinde klima olması benim için ayrı bir artı olmuştu. Yolculuğum uzun mesafe olmasına karşın 2 saat sürdü ve bu süre zarfında kitap okumak dersiniz çerez yemekmi dersiniz hepsi oldu ve bitti. 2 saat içinde o kitabı bitirebilceğimi sanmıyordum ama bitti :)

Peymana buradan teşekkür ediyorum ve bu iki pakette yolda bitti. Burada bulunmuyor fazla ama izmire geri dönüş yaptığımda depolıcam :D
İlk defa oxford ayakkabıların spor ayakkabı olanını gördüm ve hoşuma gitti. "Hıııım renkleri de ne güzelmiş" dedim :)
Yolculuğun ardından bizim evin yukarısında kalan çarşıda son duragımız olan yerde durduk ve beni karşılayan kişiler vardı.
 Bu yolun ardında insanın sevdiklerini görmesi ne kadar güzel birşey.
Yoldan geçerken bu eve rastladık, bayıldım çok güzel.
 Evimize vardığımızda beni mojo karşıladı. Normalde mojo yerinden hiç kalkmaz nası olduysa beni görünce kapıya doğru fırladı..
 Biz sohbete koyulmuşken kızım dizimin dibinden hiç ayrılmadı.
Bahçemizde de detaylarımız artmış, çiçeklerimiz büyümüş.


 Burası denizden sonra eve geldiğimiz de üzerimizde ki tuzlu suyu bir nebze de olsa atmak için kullandığımız duş alanımız. Üzeri hep çiçeklerle kaplanmış ve çokta iyi olmuş.
Evimizin önü tam denize karşı ve sabah kahvatısı,öğlen/akşam yemeğini hep terasta denize karşı yapıyoruz.
 Biz genelde buaradan denize girmiyoruz. Çünkü genelde otelde kalanlar buradan giriyorlar.

Yukarı kattaki odamızdan bakınca böyle görünüyor. Çarşaf gibi upuzun denizimiz.( tabi siz geri kalanını göremiyorsunuz ama neyse) Karşımızda da nergis otel var.
Otelin görünümü balkonumuzdan bu şekilde. Otel çok uygun fiyatlarla işletiliyor ve denizin ayaklarınızın altında olması da dezavantaj. Ama çocuklu aileler için daha doğrusu çocuklar için pek yüksek bir deniz kıyısı. Eğer fiyatlarından yararlanmak ve foto galerisini incelemek isterseniz buradan http://www.nergisotelkaraburun.com/default.php
2 minik arabamızda kapımızda :)

Veeee minik tavşanla arm party'miz :D
 Bu antika aynayı ve saati çok severek almıştık...
Odamdan da böyle minik bir deniz manzaram var :))

İzlemede kalın devamı da yarın...

Hiç yorum yok: